Müon g-2 Deneyi: Standart Model’in Sınırlarını Haritalamak

Yazı boyutu-+=

Metnin analizini dinlemek için aşağıdaki oynatıcıyı kullanabilirsiniz.

Bölüm I: Teorik Zemin: Standart Model ve İncelikli Çatlakları

Bu bölüm, Müon g-2 deneyinin önemini anlamak için gerekli teorik temeli oluşturacaktır. Standart Model’i statik, eksiksiz bir teori olarak değil, son derece başarılı ancak tamamlanmamış bir çerçeve olarak tanıtacak ve kuantum düzeyindeki hassas ölçümlerin, modelin sınırlarını keşfetmek için neden hayati olduğunu ortaya koyacaktır.

1.1 Bilinen Evrenin Mimarisi: Standart Model’in Gözden Geçirilmesi

Parçacık fiziğinin Standart Modeli (SM), evreni oluşturan temel parçacıkları ve bu parçacıklar arasındaki üç temel etkileşimi (güçlü nükleer kuvvet, zayıf nükleer kuvvet ve elektromanyetik kuvvet) açıklayan, bugüne kadarki en başarılı bilimsel teorilerden biridir.1 Yirminci yüzyılın ikinci yarısında çok sayıda bilim insanının katkılarıyla geliştirilen bu teori, atom altı dünyanın işleyişine dair derin bir anlayış sunar.3

Modelin mimarisi, iki ana parçacık sınıfı üzerine kuruludur: Maddeyi oluşturan fermiyonlar ve kuvvetlerin taşınmasından sorumlu olan bozonlar.5

  • Fermiyonlar (Madde Parçacıkları): Fermiyonlar, her biri artan kütlelere sahip üç “nesil” veya “aile” halinde gruplandırılır.5 Çevremizde gördüğümüz sıradan madde, yalnızca birinci nesil fermiyonlardan oluşur. Bu aileler iki alt gruba ayrılır:
  • Kuarklar: Güçlü nükleer kuvvet aracılığıyla etkileşime giren ve asla tek başlarına gözlemlenemeyen temel parçacıklardır.1 Altı farklı “çeşniye” sahiptirler: yukarı (up), aşağı (down), tılsım (charm), garip (strange), üst (top) ve alt (bottom).5 Protonlar ve nötronlar gibi hadronlar, kuarkların birleşiminden oluşur; örneğin bir proton iki yukarı ve bir aşağı kuarktan meydana gelir.6
  • Leptonlar: Güçlü nükleer kuvvetten etkilenmeyen temel parçacıklardır.8 Kuarklar gibi, leptonlar da altı çeşniye ayrılır: elektron, müon, tau ve bunlara karşılık gelen üç nötrino (elektron nötrinosu, müon nötrinosu, tau nötrinosu).5 Elektron, müon ve tau negatif elektrik yüküne sahipken, nötrinolar yüksüzdür ve maddeyle son derece zayıf etkileşirler.6
  • Bozonlar (Kuvvet Taşıyıcıları): Fermiyonlar arasındaki etkileşimler, ayar bozonları olarak bilinen kuvvet taşıyıcı parçacıkların değişimi yoluyla gerçekleşir.7
  • Foton (γ): Elektromanyetik kuvvetin taşıyıcısıdır.5
  • Gluonlar (g): Kuarkları bir arada tutarak hadronları oluşturan güçlü nükleer kuvvetin taşıyıcısıdır.5
  • W ve Z Bozonları (W±,Z0): Radyoaktif bozunma gibi süreçlerden sorumlu olan zayıf nükleer kuvvetin taşıyıcılarıdır.5
  • Higgs Bozonu (H0): Diğer bozonlardan farklı olarak, temel parçacıkların Higgs alanı ile etkileşerek kütle kazanmasından sorumlu olan skaler bir bozondur.5 2012’de CERN’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda (LHC) keşfedilmesi, Standart Model’in en büyük zaferlerinden biri olarak kabul edilir.10

Standart Model’in öngörü gücü olağanüstüdür. Üst kuark, tau nötrinosu ve en önemlisi Higgs bozonu gibi parçacıkların varlığını, deneysel olarak keşfedilmeden yıllar önce tahmin etmiştir.4 Ancak bu başarısına rağmen, modelin eksik olduğu bilinmektedir. Standart Model’in “tamamlanmamışlığı” sadece birkaç eksik parçadan ibaret değildir; bu durum, modelin daha temel bir teorinin yalnızca belirli bir enerji ölçeğine kadar geçerli olan bir “etkin alan teorisi” (effective field theory) olduğuna dair güçlü bir işarettir. Yani, SM, bizim erişebildiğimiz enerji seviyelerinde evreni inanılmaz bir doğrulukla tanımlar, ancak daha yüksek enerjilerde geçerliliğini yitirecek ve yerini daha kapsayıcı bir teoriye bırakacaktır. g-2 gibi hassas deneyler, bu daha yüksek enerji fiziğinin etkilerini, o enerjilere doğrudan ulaşabilen bir hızlandırıcı inşa etmeden, dolaylı yoldan araştırma imkanı sunar.

Modelin temel sınırlılıkları şunlardır:

  • Kütle Çekimi: Dört temel kuvvetten biri olan kütle çekimini bünyesine dahil edemez.4
  • Karanlık Madde ve Karanlık Enerji: Gözlemlenen evrenin yaklaşık %95’ini oluşturduğu düşünülen karanlık madde ve karanlık enerjinin doğasına dair bir açıklama sunmaz.4
  • Madde-Antimadde Asimetrisi: Evrenin başlangıcında eşit miktarda oluşmuş olmalarına rağmen, günümüzde neden maddenin antimaddeye baskın geldiğini açıklayamaz.8
  • Nötrino Kütleleri: Model, nötrinoları kütlesiz olarak öngörür, ancak nötrino salınımları deneyi, nötrinoların çok küçük de olsa kütleleri olduğunu kanıtlamıştır.8

Bu boşluklar, fizikçileri “Standart Model’in Ötesindeki” (BSM) yeni fizik arayışına iten temel motivasyonlardır.

1.2 Müon: Elektronun Ağır Kuzeni ve Yeni Fiziğe Açılan Bir Pencere

Standart Model’in sınırlarını araştırmak için en güçlü araçlardan biri, ikinci nesil bir lepton olan müondur.5 Müon, temel özellikleri açısından elektrona çok benzer; aynı negatif elektrik yüküne ve spine sahiptir, ancak yaklaşık 200 kat daha kütlelidir.6 Bu kütle farkı, müonu BSM fiziği için son derece değerli bir sonda haline getirir.

Müonun kütlesi, ona adeta bir “Goldilocks” özelliği kazandırır: ne çok hafif, ne de çok ağır. Bir parçacığın özelliklerinin, henüz keşfedilmemiş ağır sanal parçacıkların kuantum düzeltmelerine olan hassasiyeti, o parçacığın kütlesinin karesiyle (m2) orantılı olarak artar.15 Bu nedenle müon, elektrona kıyasla yeni fizik etkilerine karşı çok daha duyarlıdır. Ailenin en ağır üyesi olan tau leptonu daha da hassas olsa da 2.2 mikrosaniyelik bir ömre sahip olan müonun aksine, tau’nun aşırı kısa ömrü, benzer hassasiyette deneyler yapmayı mevcut teknolojiyle imkansız kılar.16

Ayrıca, Standart Model’in en büyük gizemlerinden biri olan “nesil bulmacası” da müonun önemini artırmaktadır. Model, neden birbirinin kopyası gibi görünen ve tek farkları kütleleri olan üç fermiyon ailesi olduğunu açıklayamaz.5 Bu yapı, modelin içine elle yerleştirilmiş bir özelliktir. Müon, bu yapının en erişilebilir ikinci nesil üyesi olarak, özelliklerinin ultra hassas bir şekilde incelenmesi, sadece kuantum alan teorisi hesaplamalarını test etmekle kalmaz, aynı zamanda birçok BSM teorisinin (örneğin lezzet simetrilerini içeren teoriler) açıklamaya çalıştığı bu nesil yapısının doğasına dair ipuçları da sunabilir.

1.3 Kuantum Titreşimi: Anormal Manyetik Moment (g-2)

Bir parçacığın manyetik özelliklerini tanımlayan temel bir nicelik, onun jiromanyetik oranı veya g-faktörü‘dür. Bu, parçacığın içsel manyetik momentini spin açısal momentumuna bağlayan boyutsuz bir sayıdır.8 1928’de Paul Dirac’ın devrim niteliğindeki göreli kuantum mekaniği denklemi, elektron veya müon gibi temel, noktasal, spin-1/2’lik bir parçacık için g-faktörünün tam olarak 2 olması gerektiğini öngörmüştür.13

Ancak deneyler, g-faktörünün 2’den çok az miktarda büyük olduğunu göstermiştir. Bu küçük sapma, anormal manyetik moment olarak adlandırılır ve a=(g−2)/2 formülüyle ifade edilir.19 Bu anomali, parçacığın boşlukta bile yalnız olmamasından kaynaklanır. Kuantum mekaniğine göre vakum, sürekli olarak var olup yok olan sanal parçacık ve antiparçacık çiftlerinden oluşan bir “kuantum köpüğü” ile doludur.21 Müon, bu kuantum köpüğü içinde hareket ederken sürekli olarak bu sanal parçacıkları (fotonlar, elektron-pozitron çiftleri, kuark-antikuark çiftleri vb.) yayar ve geri emer. Bu etkileşimler, müonun harici bir manyetik alanla olan etkileşimini değiştirerek g-faktörünü 2’den saptırır.23

Müonun anormal manyetik momenti (aμ​), Standart Model’de bilinen tüm parçacık ve kuvvetlerin katkılarının bir toplamıdır.18 Bu, aμ​ değerini, tüm teorinin son derece hassas bir testi haline getirir. Eğer kuantum köpüğünde Standart Model’in öngörmediği, henüz keşfedilmemiş yeni parçacıklar veya kuvvetler varsa, bunlar da müonla etkileşime girecek ve aμ​ değerini çok az da olsa değiştirecektir.17 Dolayısıyla, aμ​ değerini deneysel olarak olağanüstü bir hassasiyetle ölçmek ve bunu aynı hassasiyetle hesaplanan Standart Model öngörüsüyle karşılaştırmak, yeni fiziğin varlığına dair güçlü, dolaylı kanıtlar bulmanın en etkili yollarından biridir. İki değer arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark, bilinen fiziğin ötesinde bir şeylerin var olduğuna işaret edecektir.

Bölüm II: Hassasiyet Arayışı: İki Deneyin Hikayesi

Bu bölüm, aμ​ gibi incelikli bir niceliği ölçmek için gereken muazzam teknik zorlukları ve yenilikleri vurgulayarak deneysel yolculuğu anlatacaktır. Brookhaven’daki ilk kışkırtıcı ipuçlarından Fermilab’daki kesin, yüksek hassasiyetli sonuca kadar olan ilerlemeyi detaylandıracak ve çabanın sürekliliğini vurgulayacaktır.

2.1 Brookhaven Anomali: Ufuktaki İlk İşaret

Fermilab’daki çığır açan deneyden önce, sahneyi Brookhaven Ulusal Laboratuvarı’ndaki (BNL) E821 deneyi hazırlamıştır. 1997 ile 2001 yılları arasında veri toplayan bu öncü deney, müonun anormal manyetik momentini o güne kadarki en yüksek hassasiyetle ölçmeyi amaçlamıştır.17

Deneyin temel metodolojisi, dâhiyane olduğu kadar zorluydu. Polarize edilmiş (spinleri aynı yöne hizalanmış) müonlar, 14 metre (yaklaşık 50 fit) çapında dev bir depolama halkasının içine enjekte ediliyordu. Bu halka, son derece homojen bir manyetik alan üretiyordu. Müonlar bu manyetik alan içinde dönerken, spinleri de bir topacın yalpalamasına benzer şekilde devinime (precession) uğruyordu.17 Ölçülen kritik nicelik, müonun spin devinim frekansının (ωs​), yörüngesel dönüş frekansından (ωc​) ne kadar farklı olduğuydu. Bu fark frekansı, yani anormal devinim frekansı (ωa​), doğrudan anormal manyetik moment aμ​ ile orantılıdır.29 Müonlar bozunduğunda ortaya çıkan yüksek enerjili pozitronlar, müonun spin yönünde fırlatılma eğilimindedir. Bu nedenle, halkanın etrafına yerleştirilmiş dedektörler tarafından tespit edilen pozitronların sayısı, tam olarak ωa​ frekansıyla salınım yapar, bu da bu frekansın hassas bir şekilde ölçülmesini sağlar.29

Depolama Halkası

E821 deneyinin en zekice tasarlanmış yönlerinden biri, “sihirli momentum” (magic momentum) olarak bilinen 3.094 GeV/c’lik bir momentumda çalışmasıydı.18 Müon demetini dikey olarak halka içinde odaklamak için elektrik alanları üreten kuadrupol mıknatıslar gereklidir. Ancak bu elektrik alanları, müonun spin devinimini istenmeyen bir şekilde etkileyerek büyük bir sistematik hataya yol açabilir. Sihirli momentumda, elektrik alanının bu istenmeyen etkisi görecelilikten kaynaklanan bir başka etkiyle tam olarak birbirini sıfırlar. Bu durum, en büyük sistematik hata kaynaklarından birini ortadan kaldırarak ölçümün hassasiyetini önemli ölçüde artırmıştır.18

BNL’deki E821 deneyi, o zamanki Standart Model öngörüsüyle arasında yaklaşık 3 ila 3.7 standart sapmalık (sigma) bir tutarsızlık olduğunu ortaya koyan nihai bir sonuç yayınladı.14 Bu, yeni fiziğin varlığına dair son derece kışkırtıcı bir ipucuydu, ancak parçacık fiziğinde bir “keşif” iddiasında bulunmak için gereken 5 sigma’lık altın standardın altında kalıyordu.14 Yine de bu sonuç, daha hassas bir deneyin yapılması için güçlü bir motivasyon oluşturdu ve Fermilab’daki halefinin yolunu açtı.

2.2 Fermilab Girişimi: Eşi Görülmemiş Hassasiyet İçeren Mühendislik

BNL’nin bıraktığı yerden devam etmek ve g-2 anomalisini kesin olarak çözmek için Fermi Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarı’nda (Fermilab) yeni bir deney, E989, tasarlandı. Bu deneyin amacı, BNL ölçümünün belirsizliğini dört kat azaltarak milyarda 140 parça (ppb) hassasiyete ulaşmaktı.18 Bu, istatistiksel ve sistematik hataların her ikisinde de benzeri görülmemiş bir azalma gerektiriyordu.

Bu iddialı hedefe ulaşmanın ilk adımı, mühendislik tarihinin en dikkat çekici lojistik operasyonlarından biriydi. E821 deneyinin kalbi olan 14 metrelik süperiletken mıknatıs, 2013 yılında BNL’den (New York) Fermilab’a (Illinois) 5.100 km’lik (3.200 mil) bir kara ve deniz yolculuğuyla taşındı.17 Bu “Büyük Taşınma” (The Big Move), mıknatısın olağanüstü manyetik alan homojenliğini, Fermilab’ın çok daha yoğun ve saf müon demeti üretme kapasitesiyle birleştirmek için yapıldı.17

Fermilab’daki deney düzeneği, BNL’dekinin temel prensiplerini takip etmekle birlikte, her bileşeni hassasiyeti en üst düzeye çıkarmak için geliştirilmiştir:

  • Müon Demeti Üretimi: Fermilab’ın hızlandırıcı kompleksi, protonları bir hedefe çarptırarak pionlar üretir. Bu pionlar hızla bozunarak spinleri hizalanmış bir müon demeti oluşturur. Bu demet, depolama halkasına enjekte edilmeden önce dikkatlice “temizlenir” ve odaklanır.18
  • Depolama Halkası ve Manyetik Alan: Süperiletken mıknatıs, 1.45 T’lık son derece kararlı ve homojen bir manyetik alan yaratır. Alanın bu homojenliği, deneyin en kritik unsurlarından biridir. Mıknatısın alanını “şimlendirmek” (shimming) yani küçük metal parçalarıyla ince ayar yaparak mükemmelleştirmek ve ardından bu alanı milyarda bir hassasiyetle haritalamak için Nükleer Manyetik Rezonans (NMR) probları taşıyan bir sistem kullanılmıştır. Bu, sistematik hatayı azaltmada kilit bir rol oynamıştır.17
  • Alt Sistemler: Halka içindeki diğer kritik bileşenler şunlardır: müonları enjeksiyondan sonra kararlı bir yörüngeye “iten” ultra hızlı “kicker” mıknatıslar; demeti dikey olarak odaklayan elektrostatik kuadrupoller; ve bozunma pozitronlarının enerjisini ve varış zamanını ölçen, silikon foton çoğaltıcı (SiPM) okumalarına sahip 24 adet yüksek çözünürlüklü elektromanyetik kalorimetre.17 Ayrıca, müon demetinin profilini yeniden oluşturmak için
    saman tüpü izleme dedektörleri de kullanılmıştır.30

Fermilab deneyinin başarısı, sadece yüksek enerji fiziği alanında bir zafer değildi. Bu, farklı disiplinlerden uzmanların bir araya geldiği bir senfoniydi. Demeti oluşturmak için hızlandırıcı fizikçileri, manyetik alanın hassas ölçümü için atom fizikçileri, veri analizi ve yorumlama için yüksek enerji fizikçileri ve diğer uzmanlar bir araya gelerek çalıştılar.13 Bu, modern “Büyük Bilim”in, karmaşık problemlerin çözümünün artık geleneksel olarak ayrı olan alanlardan gelen uzmanlıkların birleşmesini gerektirdiğini gösteren bir eğilimi yansıtmaktadır.

BNL’den Fermilab’a geçişin asıl hikayesi, sadece daha fazla veri toplamak değil, aynı zamanda sistematik belirsizliklere karşı verilen amansız bir mücadeleydi. Daha yoğun demet, geliştirilmiş manyetik alan şimlemesi, gelişmiş lazer kalibrasyon sistemleri 32, yeni dedektörler ve daha iyi simülasyon araçları gibi her büyük yükseltme, bu sistematik hataları anlamayı ve azaltmayı hedefliyordu. Sonuç olarak, deneyin hassasiyeti, istatistiksel hatalardan çok, bu sistematiklerin ne kadar iyi anlaşıldığına bağlıydı.

Bu titizliği sağlamak için, analiz sürecinde kritik bir metodoloji olan “körleştirme” (blinding) kullanıldı. Deneyin saat frekansı gibi temel bir parametre, analizcilerden gizlenen rastgele bir miktar kadar kaydırıldı. Bu, araştırmacıların sonuçları bilinçli veya bilinçsiz olarak beklenen bir değere doğru yönlendirmesini engelleyerek, sonuçların tarafsızlığını garanti altına aldı.27

Aşağıdaki tablo, BNL ve Fermilab deneyleri arasındaki temel parametreleri karşılaştırarak hassasiyetteki nicel sıçramayı göstermektedir.

Tablo 2: Müon g-2 Deneylerinin Karşılaştırılması

ÖzellikBNL E821Fermilab E989
LaboratuvarBrookhaven Ulusal LaboratuvarıFermi Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarı
Veri Toplama Yılları1997–20012018–2023
Manyetik Alan1.45 T1.45 T
Alan Homojenliği (ppm)1.3<0.4
Toplam Analiz Edilen Pozitron∼1010>3×1011
Nihai aμ​ Değeri (×10−11)11659208.0(6.3)116592070.5(14.8)
Nihai Belirsizlik (ppb)540127

Not: Değerler, ilgili deneylerin nihai yayınlarından derlenmiştir.13 Fermilab aμ​ değeri, Run 1-6 birleşik sonucudur.37

2.3 Nihai Karar: Fermilab’ın Kesin Ölçümü (2025)

Haziran 2025’te, Fermilab Muon g-2 işbirliği, 2018’den 2023’e kadar süren altı veri toplama döneminin tamamını birleştiren nihai sonucunu açıkladı.17 Bu sonuç, on yıllardır süren bir arayışın doruk noktasıydı.

Bu ölçüm, milyarda 127 parça (127 ppb) gibi olağanüstü bir hassasiyete ulaştı ve deneyin 2012’de önerilen 140 ppb’lik orijinal tasarım hedefini aştı.13 Bu, bu niceliğin dünyadaki en hassas ölçümü olup, uzun yıllar boyunca aşılması beklenmemektedir.13

En önemlisi, bu nihai sonuç, 2021 ve 2023’te yayınlanan önceki Fermilab sonuçları ve yirmi yıl önceki orijinal BNL sonucuyla mükemmel bir uyum içindeydi.20 Bu tutarlılık, deneysel ölçümün sağlamlığına ve güvenilirliğine olan inancı pekiştirdi. Artık deney cephesinde şüpheye yer yoktu; top, teorisyenlerin sahasındaydı.

Bölüm III: Değişen Bir Fikir Birliği: Bir Tutarsızlığın Çözülüşü

Bu bölüm, raporun entelektüel merkezini oluşturmaktadır. Kesin deneysel sonuçtan, karmaşık ve sürekli gelişen teorik manzaraya geçiş yapacaktır. Bir zamanlar net görünen anomalinin, teorik topluluğun kendi içinde derin ve çözülmemiş bir gerilime nasıl dönüştüğünü açıklayacak; bu, çok daha incelikli ve ilginç bir hikayedir.

3.1 Bir Öngörünün Anatomisi: aμ​(SM)‘nin Yapıtaşları

Standart Model’in müonun anormal manyetik momenti için yaptığı öngörü, tek bir sayıdan ziyade, farklı fiziksel süreçlerden gelen katkıların titiz bir toplamıdır. Bu öngörünün belirsizliğinin nerede yattığını anlamak için, onu bileşenlerine ayırmak gerekir 18

  1. Kuantum Elektrodinamiği (QED) Katkısı: Bu, öngörünün en büyük bölümünü oluşturur ve müonun sanal fotonlar ve leptonlarla (elektron, müon, tau) olan etkileşimlerini içerir. Binlerce Feynman diyagramını içeren son derece karmaşık hesaplamalarla, bu katkı milyarda birden (<1 ppb) daha az bir belirsizlikle, akıl almaz bir hassasiyetle bilinmektedir.18
  2. Elektrozayıf Katkı: Sanal W, Z ve Higgs bozonlarını içeren döngülerden kaynaklanır. QED katkısından daha küçük olmasına rağmen, bu bölüm de çok yüksek bir hassasiyetle hesaplanmıştır ve toplam teorik belirsizliğe ihmal edilebilir bir katkı yapar.18
  3. Hadronik Katkı: Bu, teorik belirsizliğin ezici bir çoğunlukla kaynaklandığı en zorlu bölümdür. Sanal kuark ve gluon döngülerini içerir. Düşük enerjilerde güçlü nükleer kuvvetin pertürbatif olmayan (yani basit yaklaşımlarla hesaplanamayan) doğası nedeniyle, bu katkı doğrudan temel prensiplerden analitik olarak hesaplanamaz.18 Bu katkı da kendi içinde ikiye ayrılır:
    Hadronik Vakum Polarizasyonu (HVP) ve Hadronik Işık-Işık Saçılması (HLbL). HVP, teorik hata payının açık ara en büyük kaynağıdır.41

Dolayısıyla, Standart Model öngörüsü ile deney arasındaki herhangi bir karşılaştırmanın kaderi, HVP katkısının ne kadar doğru hesaplanabildiğine bağlıdır.

3.2 İki Yöntemin Hikayesi: Veri Güdümlü ve Örgü QCD

HVP katkısını hesaplamak için birbiriyle rekabet eden iki temel yaklaşım mevcuttur ve bu iki yaklaşım arasındaki gerilim, g-2 hikayesinin merkezindeki teorik krizin kaynağıdır.

  • Veri Güdümlü (Dağılım) Yöntemi: On yıllardır “altın standart” olarak kabul edilen bu geleneksel yöntem, HVP katkısını, elektron-pozitron çarpışmalarının hadronlara yok olması (e+e−→hadronlar) sürecinin deneysel olarak ölçülen tesir kesitlerine bağlayan bir dağılım ilişkisi kullanır.20 Esasen, dünyanın dört bir yanındaki hızlandırıcılarda yapılan çok sayıda deneyden elde edilen veriler toplanır, ortalaması alınır ve HVP’yi hesaplamak için bir integrale dahil edilir. Muon g-2 Teori İnisiyatifi’nin 2020 tarihli Beyaz Kitabı’nda (WP2020) sunduğu fikir birliği değeri, yalnızca bu yönteme dayanıyordu. Bu hesaplama, deneysel ölçümlerden önemli ölçüde daha düşük bir aμ​ değeri vererek, meşhur 4-5 sigma’lık tutarsızlığı yaratmıştır.20
  • Örgü Kuantum Renk Dinamiği (Örgü QCD) Yöntemi: Bu, temel prensiplere dayalı, sayısal bir yaklaşımdır. Kuantum Renk Dinamiği (QCD) denklemlerini, süper bilgisayarlar kullanarak ayrıklaştırılmış bir uzay-zaman örgüsü üzerinde doğrudan çözer.24 Uzun bir süre boyunca bu yöntem, veri güdümlü yöntemle rekabet edebilecek hassasiyete sahip değildi. Ancak son yıllarda, özellikle BMW İşbirliği (Budapeşte-Marsilya-Wuppertal) tarafından yapılan atılımlar sayesinde, artık yüzde birin altında hassasiyete sahip hesaplamalar mümkün hale gelmiştir.17 Bu örgü QCD sonuçları, istikrarlı bir şekilde veri güdümlü yöntemden daha yüksek bir HVP katkısı öngörmekte ve bu da deneyin gösterdiği değere daha yakın bir sonuç vermektedir.17

3.3 CMD-3’ün Yıkıcı Etkisi ve Teorideki Kriz

Veri güdümlü yöntemi bir krize sürükleyen ve teorik topluluğu fikir birliğini yeniden değerlendirmeye zorlayan olay, Rusya’nın Novosibirsk kentindeki CMD-3 deneyinden gelen yeni bir sonuç oldu.42 HVP katkısının en büyük bölümünü oluşturan e+e−→π+π− (iki pion) tesir kesitini ölçen CMD-3, aynı tesiste çalışan selefi de dahil olmak üzere, önceki tüm deneylerden elde edilen verilerden istatistiksel olarak önemli ölçüde (2-4 sigma) daha yüksek bir sonuç bildirdi.38

Bu sonuç, veri güdümlü yaklaşımın temelini sarstı. Bu yöntem, mevcut tüm deneysel verilerin tutarlı bir şekilde ortalamasının alınmasına dayanır. CMD-3’ün sonucu, önceki verilerle o kadar çelişkiliydi ki, basitçe ortalamaya dahil edilemezdi. Bu durum, deneysel tutarsızlığın nedeni anlaşılana kadar, topluluğun bu yöntemi kullanarak güvenilir bir HVP tahmini üretme yeteneğine olan güvenini zedeledi.20 Teori, kendi içinde bir çatışmayla karşı karşıya kalmıştı: Bir yanda onlarca yıllık tutarlı görünen ama CMD-3 ile çelişen bir veri seti, diğer yanda ise bu eski veri setiyle değil, CMD-3 ve g-2 deneyiyle uyumlu görünen, temel prensiplere dayalı bir hesaplama yöntemi.

3.4 2025 Kararı: Yeni Bir Uyum ve Daha Derin Bir Bulmaca

Veri güdümlü girdilerdeki bu krizle karşı karşıya kalan Muon g-2 Teori İnisiyatifi, 2025 güncellemesinde (WP2025) tarihi bir karar aldı. HVP için resmi tavsiye edilen Standart Model değerini, artık olgunlaşmış ve birden fazla grup tarafından tutarlı sonuçlar veren Örgü QCD hesaplamalarına özel olarak dayandırmaya karar verdiler.20

Bu paradigma değişikliği, g-2 hikayesini tamamen yeniden şekillendirdi. WP2025’in tavsiye ettiği yeni Standart Model öngörüsü şu şekildedir 20

aμ​(SM, WP2025)=116592033(62)×10−11

Bu yeni teorik değer, Fermilab’ın nihai deneysel ortalamasıyla karşılaştırıldığında, bir zamanlar büyük olan anomali ortadan kalktı. İki değer artık istatistiksel olarak uyumlu olup, aralarındaki fark sadece 38(63)×10−11’dir, bu da bir standart sapmadan daha az bir fark anlamına gelir.41 Yıllardır yeni fizik arayışını ateşleyen 4-5 sigma’lık anomali buharlaşmıştı.20

Bu gelişme, g-2 hikayesinin bilimsel yöntemin işleyişine dair güçlü bir örnek olduğunu göstermektedir. Başlangıçtaki bir tutarsızlık, daha hassas bir deneyi tetikledi. Bu hassas deney de, uzun süredir kullanılan teorik tekniklerin eleştirel bir şekilde yeniden değerlendirilmesine yol açarak, aynı niceliği hesaplamanın iki farklı yolu arasında daha önce gizli kalmış bir gerilimi ortaya çıkardı. Bu bir başarısızlık değil, bir başarıdır; çünkü teorik araçlarımızdaki, şimdi çözülmesi gereken bir zayıflığı açığa çıkarmıştır.

Aşağıdaki tablo, anomalinin zaman içindeki evrimini, önemli dönüm noktalarındaki deneysel ve teorik değerleri karşılaştırarak özetlemektedir. Bu tablo, raporun merkezindeki olay örgüsü değişimini sayısal olarak göstermektedir.

Tablo 3: Gelişen Müon g-2 Anomalisinin Kronolojisi (aμ​×1011)

Dönüm NoktasıDeneysel Dünya Ortalaması aμ​(exp)Fikir Birliği Teori Öngörüsü aμ​(SM)Fark Δaμ​Anlamlılık (σ)
BNL Final (2004)11659208.0(6.3)11659177.1(7.0)30.9(9.4)∼3.3σ
FNAL İlk Sonuç (2021)11659206.1(4.1)11659181.0(4.3) (WP2020 Veri Güdümlü)25.1(5.9)4.2σ
FNAL Run 1-3 (2023)11659205.9(2.2)11659181.0(4.3) (WP2020 Veri Güdümlü)24.9(4.8)5.2σ
FNAL Final Run 1-6 (2025)11659207.1(1.5)11659203.3(6.2) (WP2025 Örgü QCD)3.8(6.3)∼0.6σ

Not: Değerler, ilgili dönemlerdeki yayınlanmış deneysel ortalamalar ve Teori İnisiyatifi’nin fikir birliği raporlarından derlenmiştir.17 BNL ve 2021/2023 teorik değerleri, o dönemde kabul görmüş olan veri güdümlü HVP hesaplamalarına dayanmaktadır.

Sonuç olarak, bulmaca çözülmedi, sadece şekil değiştirdi. Soru artık “Deney neden teoriyle uyuşmuyor?” değil. Yeni ve daha derin soru şu: “Veri güdümlü teorik yöntem, neden Örgü QCD yöntemi ve g-2 deneyiyle uyuşmuyor?”.38 Bu, parçacık fiziği için yeni bir araştırma cephesi açmıştır.

Bölüm IV: İleriye Giden Yol: Çıkarımlar ve Sonraki Sınır

Bu son bölüm geleceğe bakacaktır. Yeni durumun yeni fizik arayışı için ne anlama geldiğini tartışacak ve parçacık fiziği topluluğunun kalan bulmacaları çözmek ve hassasiyet sınırını daha da ileriye taşımak için attığı sonraki adımları açıklayacaktır.

4.1 Bilinmeyeni Sınırlamak: Anomali Sonrası Dünyada BSM Fiziği

Yirmi yıl boyunca, müon g-2 anomalisi, Standart Model’in Ötesindeki (BSM) birçok teori için temel bir motivasyon kaynağı ve bir mihenk taşı görevi gördü. Şimdi, deney ve (örgü QCD tabanlı) teori arasındaki yeni uyumla birlikte, bu teorilerin rolü değişti. Artık bir tutarsızlığı açıklamak yerine, bu modeller, yeni bir tutarsızlık yaratmama gerekliliğiyle sınırlandırılıyor.27

  • Süpersimetri (SUSY): SUSY, anomalinin önde gelen potansiyel açıklamalarından biriydi. Süpersimetrik partner parçacıklar olan smüonlar, nötralinolar ve şarjinoları içeren sanal döngüler, doğal olarak aμ​ değerine pozitif bir katkı sağlayarak gözlemlenen farkı açıklayabilirdi.19 Yeni uyum durumu, bu parçacıkların kütleleri ve eşleşme sabitleri üzerine güçlü sınırlar getirerek, onları daha yüksek enerji ölçeklerine itmekte ve teorinin izin verilen parametre uzayının önemli bölgelerini dışlamaktadır.47
  • Leptokuarklar: Hem kuarklara hem de leptonlara bağlanan varsayımsal parçacıklar olan leptokuarkları içeren modeller de anomaliyi açıklamak için öne sürülmüştü.49 Bu modeller de artık benzer şekilde, g-2’ye büyük bir katkı yapmayacak şekilde sınırlandırılmıştır.
  • B-Mezon Anomalileriyle Bağlantı: Tarihsel olarak, LHCb deneyinde B-mezonlarının bozunmalarında gözlemlenen ve yine müonlara ayrıcalıklı bir şekilde bağlanan yeni fiziğe işaret eden başka anomaliler de vardı.52 Bazı teorik modeller, hem g-2 anomalisini hem de B-mezon anomalilerini aynı anda açıklamaya çalışmıştı.55 Ancak, g-2 anomalisinin çözülmesi ve B-anomali verilerindeki son değişimler 57, bu tür birleşik açıklamaları daha zor ve daha az olası hale getirmiştir.

Sonuç olarak, g-2’nin yeni durumu, yeni fizik arayışını sona erdirmemiş, aksine onu daha rafine hale getirmiştir. Artık BSM modelleri, hem LHC gibi yüksek enerji deneylerinden gelen doğrudan arama sonuçlarıyla hem de g-2 gibi yüksek hassasiyetli ölçümlerden gelen dolaylı sınırlarla aynı anda tutarlı olmak zorundadır.

4.2 Hassasiyetin Geleceği: J-PARC Deneyi

Fermilab deneyi, mevcut teknolojiyle ulaşılabilecek hassasiyetin zirvesini temsil etse de, hikaye burada bitmiyor. Japonya’daki J-PARC tesisinde planlanan yeni nesil g-2/EDM deneyi, bağımsız ve potansiyel olarak daha da hassas bir ölçüm vaat ediyor.58

Bu deneyin en önemli özelliği, BNL/Fermilab yönteminden tamamen farklı, yenilikçi bir yaklaşım kullanmasıdır. Bu, sistematik belirsizliklerin doğasını tamamen değiştirerek çok değerli bir çapraz kontrol sağlayacaktır.58

  • Soğutulmuş Müon Demeti: J-PARC’ın kilit yeniliği, “soğutulmuş” ve düşük emitanslı bir müon demeti kullanmasıdır. Müonların rastgele hareketlerini önemli ölçüde azaltarak, onları lazer benzeri, son derece odaklanmış bir demet haline getirir.58
  • Temel Avantajlar: Bu ultra odaklanmış demet, iki büyük avantaj sağlar. Birincisi, Fermilab’ınkinin yirmide biri boyutunda, çok daha küçük ve kompakt bir depolama mıknatısı kullanılmasına olanak tanır. İkincisi ve en önemlisi, demeti odaklamak için elektrik kuadrupollerine olan ihtiyacı ortadan kaldırır. Bu, BNL/Fermilab deneylerinin “sihirli momentum” hilesiyle iptal etmeye çalıştığı ana sistematik hata kaynağını temelden yok ederek, prensipte daha “temiz” bir ölçüm imkanı sunar.58

2030 civarında veri almaya başlaması planlanan J-PARC deneyi, Fermilab sonucunu tamamen farklı bir sistematik hata setine sahip bir yöntemle doğrulayarak, müonun manyetik momentinin nihai değerini kesinleştirmede kritik bir rol oynayacaktır.58

4.3 Sonuç: Müon g-2’nin Kalıcı Mirası

Fermilab Müon g-2 deneyi, bilim tarihinde anıtsal bir başarı olarak yerini almıştır. Deneysel hassasiyeti sınırlarına kadar zorlamış ve on yıllar boyunca bir referans noktası olarak hizmet edecek kesin bir ölçüm üretmiştir.13

Umut edilen yeni fiziğin keşfi, beklenildiği şekilde gerçekleşmemiş olsa da, deneyin mirası belki de daha derindir. Standart Model’i başarıyla en zorlu testlerden birine tabi tutmuş ve bu süreçte, hadronik etkileri hesaplamak için kullandığımız teorik araçlarımızdaki kritik bir fay hattını ortaya çıkarmıştır.20 Örgü QCD’de muazzam bir ilerlemeyi teşvik etmiş ve e+e− verilerindeki deneysel tutarsızlıkları çözmek için gerekli ve devam eden bir çabayı zorunlu kılmıştır.

Müonun manyetik momentinin hikayesi bitmemiştir. Teorik gerilimin çözülmesi artık alanın en önemli önceliklerinden biridir ve ufukta J-PARC deneyi beklemektedir. Elektronun ağır kuzeni olan müon, bize basit bir cevap yerine, daha derin ve daha zorlu bir soru sunarak, doğanın temel yasalarını keşfetme yolculuğumuzda bize rehberlik etmeye devam etmektedir.

KAYNAKÇA

  1. Parçacık Fiziğine Giriş – Indico Global, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://indico.global/event/1458/contributions/28119/attachments/14295/22145/aozansoy_parcacik_fizigi_uphdyo15.pdf
  2. PARÇACIK FİZİĞİ – CERN Indico, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://indico.cern.ch/event/449239/contributions/1115118/attachments/1241535/1826018/candancernnn.pdf
  3. PARÇACIK FİZİĞİ SÖYLEŞİ – CERN Indico, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://indico.cern.ch/event/335370/contributions/781795/attachments/655171/900807/SekmenHPFBU4PFSoylesi.pdf
  4. Standart Model Nedir? – Bilim Genç – TÜBİTAK, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/standart-model-nedir
  5. Temel parçacık – Vikipedi, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/Temel_par%C3%A7ac%C4%B1k
  6. Parçacık Fiziğinin Standart Modeli
  7. FİZİK Sınıf-12 – OGM Materyal, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://ogmmateryal.eba.gov.tr/panel/upload/fasikul/yxwq5wtn0ie.pdf
  8. Parçacık Fiziği’nin Temeli: Standart Model Nedir? Temel Parçacıklar …, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://evrimagaci.org/parcacik-fiziginin-temeli-standart-model-nedir-temel-parcaciklar-nelerdir-3733
  9. Standart Model – Vikipedi, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/Standart_Model
  10. Modern Fizikte Standart Model | Atomaltı Evrenin Gizemleri – YouTube, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://www.youtube.com/watch?v=Jy5yF0_2IpE&vl=en
  11. STANDART MODELİN ÖTESİNDE NE VAR? – BilimAvcisi, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://www.bilimavcisi.com/post/standart-modeli%CC%87n-%C3%B6tesi%CC%87nde-ne-var
  12. Müonların Davranışı Standart Model’in Gözden Geçirilmesine Neden Olabilir – Terrabayt, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://terrabayt.com/gelecek/muonlarin-davranisi-standart-modelin-gozden-gecirilmesine-neden-olabilir/
  13. Muon g-2 announces most precise measurement of the magnetic …, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://news.fnal.gov/2025/06/muon-g-2-most-precise-measurement-of-muon-magnetic-anomaly/
  14. The Last Great Hope for New Physics: How the Muon’s Unusual Spin is Challenging the Standard Model | The Triple Helix at UChicago, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://voices.uchicago.edu/triplehelix/2025/01/02/the-last-great-hope-for-new-physics-how-the-muons-unusual-spin-is-challenging-the-standard-model/
  15. Status and prospects of Muon g-2 experiment – arXiv, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://arxiv.org/pdf/2508.03330
  16. The muon’s magnetic moment exposes a huge hole in the Standard Model – unless it doesn’t – Physics World, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://physicsworld.com/a/the-muons-magnetic-moment-exposes-a-huge-hole-in-the-standard-model-unless-it-doesnt/
  17. Muon g-2 – Wikipedia, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://en.wikipedia.org/wiki/Muon_g-2
  18. The Muon g − 2 experiment – OSTI.GOV, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://www.osti.gov/servlets/purl/1497719
  19. Anormal manyetik dipol moment – Vikipedi, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/Anormal_manyetik_dipol_moment
  20. Fermilab’s final word on muon g-2 – CERN Courier, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://cerncourier.com/fermilabs-final-word-on-muon-g-2/
  21. Muon g-2 – Fermilab, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://muon-g-2.fnal.gov/
  22. First results from Fermilab’s Muon g-2 experiment strengthen evidence of new physics, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://news.fnal.gov/2021/04/first-results-from-fermilabs-muon-g-2-experiment-strengthen-evidence-of-new-physics/
  23. Physics – Mismatch with Standard-Model Predictions Reaches 5 …, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://link.aps.org/doi/10.1103/Physics.16.139
  24. BNL | Muon g-2 Experiment – Brookhaven National Laboratory, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://www.bnl.gov/science/g-2/
  25. Muon g-2 and Supersymmetry – CERN Indico, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://indico.cern.ch/event/752582/contributions/3493732/attachments/1894905/3125863/2019SI.pdf
  26. Miyonun anormal manyetik momenti mi? : r/AskScienceDiscussion – Reddit, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://www.reddit.com/r/AskScienceDiscussion/comments/rh936b/muons_anomalous_magnetic_moment/?tl=tr
  27. Ask Me Anything: The final result of the Muon g-2 experiment is here! : r/IAmA – Reddit, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://www.reddit.com/r/IAmA/comments/1l418rp/ask_me_anything_the_final_result_of_the_muon_g2/
  28. The Muon g-2 Experiment Home Page – Brookhaven National Laboratory, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://www.g-2.bnl.gov/
  29. The new g-2 experiment at Fermilab – EPJ Web of Conferences, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://www.epj-conferences.org/articles/epjconf/pdf/2017/11/epjconf_admpp2017_01002.pdf
  30. [1712.05980] The Muon g-2 Experiment Overview and Status – arXiv, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://arxiv.org/abs/1712.05980
  31. Muon g-2 announces most precise measurement of the magnetic anomaly of the muon – Illinois Physics, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://physics.illinois.edu/news/muon_g-2_final-result
  32. The muon g-2 Experiment – Indico Global, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://indico.global/event/11021/contributions/102808/attachments/47357/89734/The%20muon%20g-2%20Experiment_IPA2022_Ferrari.pdf
  33. How does Muon g-2 work? – Fermilab, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://muon-g-2.fnal.gov/how-does-muon-g-2-work.html
  34. Diagnostic Systems in the Muon g-2 Experiment at Fermilab – arXiv, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://arxiv.org/html/2503.09392v1
  35. Muon g-2 Publications – Fermilab, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://muon-g-2.fnal.gov/publications.html
  36. Muon g-2 collaboration announces most precise measurement of the anomalous magnetic moment of the muon | Press and Public Relations, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://press.uni-mainz.de/muon-g-2-collaboration-announces-most-precise-measurement-of-the-anomalous-magnetic-moment-of-the-muon/
  37. arXiv:submit/6490134 [hep-ex] 2 Jun 2025 – Muon g-2 – Fermilab, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://muon-g-2.fnal.gov/result2025.pdf
  38. Muon g-2 achieves record precision, but theoretical tensions remain …, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://physicsworld.com/a/muon-g-2-achieves-record-precision-but-theoretical-tensions-remain/
  39. Final Muon g-2 Measurement at Fermilab – YouTube, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://www.youtube.com/watch?v=6LAgV9j9ra8
  40. Muon g-2: Lattice calculations of the hadronic vacuum polarization – SISSA, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://pos.sissa.it/453/125/pdf
  41. About | Muon g-2 Theory, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://muon-gm2-theory.illinois.edu/
  42. Model-Independent Tests of the Hadronic Vacuum Polarization Contribution to the Muon g − 2 – Physical Review Link Manager, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://link.aps.org/doi/10.1103/PhysRevLett.134.011902
  43. Muon : Blinding for data-driven hadronic vacuum polarization | Phys. Rev. D, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://link.aps.org/doi/10.1103/PhysRevD.111.L011901
  44. Muon Experiment Calls It a Wrap – PHYSICS – APS.org, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://physics.aps.org/articles/v18/116
  45. Measurement of the Pion Form Factor with CMD-3 Detector and Its Implication to the Hadronic Contribution to Muon () | Phys. Rev. Lett. – Physical Review Link Manager, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://link.aps.org/doi/10.1103/PhysRevLett.132.231903
  46. Muon g-2 – arXiv, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://arxiv.org/html/2503.03364v1
  47. Electron and muon anomalous magnetic moments in the -NMSSM | Phys. Rev. D, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://link.aps.org/doi/10.1103/PhysRevD.108.035043
  48. (PDF) Supersymmetric Interpretation of the Muon $g-2$ Anomaly, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://www.researchgate.net/publication/350719996_Supersymmetric_Interpretation_of_the_Muon_g-2_Anomaly#:~:text=The%20muon%20g%20%E2%88%92%202%20anomaly%20can%20be%20explained%20at%20the,lighter%20than%20%CF%87%200%201%20.
  49. Getting Chirality Right: Scalar Leptoquarks to Address the Electron and Muon g-2, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://www.anl.gov/event/getting-chirality-right-scalar-leptoquarks-to-address-the-electron-and-muon-g2
  50. [1910.03877] Muon $g-2$ and scalar leptoquark mixing – arXiv, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://arxiv.org/abs/1910.03877
  51. PoS(EPS-HEP2021)695 – SISSA, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://pos.sissa.it/398/695/pdf
  52. Muon g-2 and B Anomalies from Dark Matter – Physical Review Link Manager, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://link.aps.org/pdf/10.1103/PhysRevLett.127.061802
  53. The muon enigma : Revista Pesquisa Fapesp, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://revistapesquisa.fapesp.br/en/the-muon-enigma/
  54. Muon g − 2 and B Anomalies from Dark Matter – ResearchGate, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://www.researchgate.net/publication/353693564_Muon_g_-_2_and_B_Anomalies_from_Dark_Matter
  55. Combined explanation of W-mass, muon g-2, RK(*) and RD(*) anomalies in a singlet-triplet scalar leptoquark model – Physical Review Link Manager, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://link.aps.org/pdf/10.1103/PhysRevD.106.115009
  56. [2007.05082] Anomalies in $B$ Decays and Muon $g-2$ from Dark Loops – arXiv, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://arxiv.org/abs/2007.05082
  57. meson anomalies within the triplet vector boson model to the light of recent measurements from LHCb | Phys. Rev. D, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://link.aps.org/doi/10.1103/PhysRevD.109.015029
  58. Overview | J-PARC muon g-2/EDM experiment, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://g-2.kek.jp/overview/
  59. J-PARC muon g-2/EDM experiment – CERN Indico, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://indico.cern.ch/event/1528564/contributions/6573988/contribution.pdf
  60. Final Experimental Results from Fermilab: World’s Most Precise Measurement of Muon g-2, erişim tarihi Ağustos 23, 2025, https://www2.kek.jp/ipns/en/news/7427/
Geri Bildirim (#5)

İçeriğimizde hata ile karşılaşırsanız ya da bir öneriniz olursa aşağıdan bize bildirebilirsiniz.


Yazar

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aydınoloji – Copyright © 2025 – 2026